Korkunun ötesinde sevebilir miyiz?
Korkunun ötesi ve sevmek.
Sevgili toprak, bedenimi bıraktım, sana emanet, şu an düşemem. Üstünde ve güvendeyim.
Yeşil dallar, kuru dallar ve onları harekete geçiren rüzgar, harekete geçirdiğin sadece dallar değil. Zihnimin içindekiler arasında bazen hortum çıkarıyorsun, bilmiyorsun. Çok iyi yapıyorsun.
Sevince, sevmenin hakkını vererek sevince, dünyadaki tüm kötülüklere karşı koyabilecek kadar güçlü hissediyor insan. Böyle uzanıp gökyüzüne bakarken, aklıma gelen bu.
Ağaçlar yanındaki ağaçlarla iletişim kuruyormuş. İnsanlar olarak bunu keşfettik, bunları anlayabilecek bir sürü imkana eriştik ama bizim tür içinde bunu beceremeyenler çok. Buralarda yakıcı ve yıkıcı şeyler oluyor, aman sizi yakıp yıkmasınlar.
Sanırım beklemeyi ve ‘vakti gelince’ye inanmayı sizin türünüz sayesinde başarabildim. Siz yaz gelse de açşam, sonbahar gelse de dökülsem demiyor olmalısınız. Ama biz, neyin içinde değilsek onu arzulayıp duruyoruz. Bazen de arzumuzda tutuşuyoruz.
Bence korkunun ötesinde sevebiliriz ağaçlar.
Güneş doğdukça ve battıkça, ay halden hale geçerken dengede kalmayı öğrenirsek korkunun ötesinde sevebiliriz.
Yarın yine gelirim.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder