15 Ekim 2022 Cumartesi

ölene dek


Nerede düştüysek içimize düşen şeyin kendisi de o. Nerede düştüğümüzü unutup içimizdeki ile kalırız ve giderek büyür. 


Olur da kendimizin bir adım gerisinde durup içine düştüğü ile olan kendimizi görebilirsek yaşamın zaten bu olduğunu hatırlayabiliriz. 


Bu hatırlama düşmeyi hafifletmek, çarpmanın etkisini azaltmak, acıyı dindirmek için değil. Anlarsak düşmenin, çarpmanın, acının boyutu değişebilir. Başka bir şeye dönüşebilir. Dönüşebiliriz. 


Düştüğümüz yer, mekanın ötesidir. 

bağ

Kişinin kişiyle/canlıyla, herhangi şeyle ilişkisi için arada bağ olması gerekir. Ve bağın devamlılığı için ise iki şeyin de varlığını sürdürmesi beklenir. 


Kayıp, ölüm, ayrılık varlığın olmaması anlamına gelmez. 

6 Ekim 2022 Perşembe

gölge

rüzgar tülü havalandırıyor, güneş tülün arasından bir görünüp bir kayboluyordu. ben maria. louren'i çok seven maria. onu olduklarıyla ve olmadıklarıyla seven. yüreğinde sevgiler, kızgınlıklar, sıcaklıklar ve soğukluklar taşıyan maria. günaydın her şey. 

louren, uyanırken önce bana döner ve sarılır ve sonra uyanırız. tülün, rüzgarın, güneşin ve duvarın birlikte oluşturduğu gölgeyi izliyordum. louren yataktan aniden doğruldu. duvardaki gölgeye baktı ve bana döndü. yüzünde başka bir zamandan gelmiş gibi bi ifade vardı. korkmuş muydu neydi, belki değildi...

yavaşça sırtına dokundum, yanına oturdum. iyi misin? 

dünyayı kim yarattı? sorusunu sordular bana rüyamda, dedi. geçen gün parkta beslediğimiz kedilerin hepsi kapımıza gelmişti, onları içeri aldık, mama verdik ve onlarla oynadık. sanki hep böyle yapıyormuşuz gibiydik. hepsi bir an durdu. içlerinden biri, sarı, çok tüylü, burnu çok güzel ve kuyruğu pofur olan sordu.

hiç şaşırmadık, birbirimize baktık ve cevap aradık. beyazlı tekir, şarkı söyler gibi miyavlayan yayıldı yere ve ekledi: söyle maria, söyle louren, ne yapmayı planlıyorsunuz o olağanüstü ve kıymetli tek hayatınızda?

daha da yayıldı, gerindi, esnedi. şaşkındık, düşünüyorduk. önce sarışın olan kapıya yöneldi, çıktı. en son şarkıcı olan, önce doğruldu, kuyruğunu önüne alıp uzun uzun ve deliksiz bir bana baktı bir sana. esnedi ve gitti. 

louren, başka bir zamandan gelmiş gibi görünüyordun, öyleymiş, dedim. 

bunlara cevap aramayacağım maria, sadece soruların içimde diledikleri gibi gezinmesine izin vereceğim ve ikimiz için soğuk su almaya gidiyorum mutfağa, kahve de demleyeceğim, dedi. 

gülümsedim, uzandım. tülün, güneşin, rüzgarın, duvarın değişmiş birlikteliğini izlemeye devam ettim. 

4 Ekim 2022 Salı

ıhlamur çayı anılar: kedi olmak

yemek tepsisi hazırlayıp salondaki masaya oturdum. masanın karşısındaki pencereden sokaktaki ağaçların dallarının rüzgarda hareketini izliyordum.  kedilerin seslerini ve sokaktan gelen azalan, çoğalan sesleri duyuyordum. 

yattığı yerde hemen gözlerini açtı ve kulaklarını dikti, iki hamle ile pencere önündeki kalorifer peteğinin üstüne zıpladı. kuşlaaar. kuşları görmüştü. pencere boyunca kuşları takip etti. kuşlar devam etti ama pencere bitti. hızla odadan çıktı, yan odadaki pencerenin önüne mi gitmişti? 

yemeğim bitince, yan odaya gittim. evet, kuşları izlemeye orada devam etmişti ve mekmek kekkek mekmek.

onu bir eyleme, şeye itmediğimde ya da çekmediğimde onun, oluşuna dair pürüzsüz ve yargısız bir fikre sahip oluyorum. ve tanıyorum. 

not: ıhlamur çayı ılık, şifalı ve şefkatli anlamı taşır. 





2 Ekim 2022 Pazar

mum ve ben

atılacak ne varsa attım, en son koltuk takımına takıldı gözüm 
son bakışmayı bekliyorum.

büyük boy bir çöp poşetine telaşlı telaşlı koyup her şeyi,
sonra daire kapısının önüne bırakıyorum.
ara ara kendimi de kendimin dışına aniden bırakmak
ve tüm kapanabilecek kapıları kapatmak istiyorum.
zincirlere ve kilitlere vurmak. 

içinde biraz boşluk olan her şey mumluk artık bu evde. 
yanan eriyen akan dağılan bir mum bir ben varız. 
yok oldukça başka bir şekilde var oluyoruz. 

mum ve ben, bazen hiç farkımız yok. 

geçen her şeyin içinden de geçtiğimiz bir şey var olmak. 
şimdi işte böyle. sonra başka bir şey, yaşıyorum. 

yaşıyorum, geçiyorum, oluyorum. 
yaşamanın, geçmenin, olmanın kısımlarını tadıyorum.
sevmediğim bu kekremsiliğin de geçeceğini ve bir gün bir yerde yine, elbet olacağını biliyorum. 

uykuya, rüyaya, aklımın ermediği ve güvendiğim bilinmezliğime teslim oluyorum.

nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...