kimimiz kendi çamurunda batıp çıkıyorduk, kimimiz başkalarının göletlerine de atlamıştı.
okyanuslara dalanlarımızı da gördüm.
tek içtiğimiz bir şey vardı ama herkes kendi yaşanmışlarını masaya koyuyordu.
mezelerimiz yaşanmışlıkların tadına benziyordu.
damağımızda ayn şeyler kalmıyordu elbet.
yandığında onu da hissedebilmeye çalışıyorduk.
sigara hepimizin ciğerine dolmuyordu
ama bir of çektik.
birimiz için kendimiz için onun için.
ölümde insanı zamana saplayanlardan.
birilerini bilmem, beni saplar.
konuşmamayı tercih etsem de anlarım. bilirim ki üzülür insan. elinde mi, değil.
yapamayız bir şey. susmaktansa hiç açmamak belki zamanın belirli anlarını.
ne sen acını bir kez daha yaşarsın, ne ben üzmüş olurum bir kez daha seni.
ama bilemem bu olur mu düşünüşün bir saplantı anında.
kaybolmuşluklar, bir çikolata kadar keyif verseydi eğer ben de isterdim görmeyi.
çoktan kaybettiğimiz yollarda aramayalım birbirimizi.
ne sen zorla sıfatını ne ben tekrarlayayım geçmişi.
gel, bir abdal söylesin bize.
çözemesekte konuşuruz.
gelmesende dinlerim bir soğuk ayazında bir sohbet sıcağında.
1 Aralık 2013 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
nefes ve öteki şeyler
geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...
-
Fotoğraf: Duygu Aşık, 2025 Kadıköy Ben de çoğumuz gibi bir ilişkinin içine doğmuştum: annemin ve babamın romantik ilişkisi. Çoğumuz gibi, çü...
-
Bu dünyanın bu zamanında ne işimiz var? Ben sorarım kendime, siz sorar mısınız? Hiçbir şeyi ben başlatmamıştım. Yani bu dünyadaki hiçbir ş...
-
geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder