12 Kasım 2013 Salı

her geçen gün ilerlememiz gerektiğini söylüyorlar. ilerliyoruz da. daha çok siyaset yapılıyor, daha fazla yol, daha çok para giriş çıkışı var, daha çok ekmek ve daha çok yoksul.. yani ilerliyoruz.

geride yaşananları bilmek imkansız. belki okuyabiliriz belki izleyebiliriz. dinlemek bile bir masalcasına zor artık. ilerlerken her şey aynı oranda ilerlemiyor. daha çok televizyon var artık evlerde ama insanların bir bütün oluşu,evlerdeki televizyonun oluşuyla ters orantılı. toplumsal olaylar değiştirdi pek çok şeyi. öncelikle de birlikte kavramı daha çok yer etti dilimizde. yalnız hissetmedik. ama yine de gözardılarımız çok fazla.

biz mi seçiyoruz, zaman mı zorunlu kılıyor emin olamıyorum. bir profesyonelliktir gidiyor bedenimizin etrafında bir görünmez çember gibi. sıkışıyoruz. böylelikler ve öylelikler arasında kararsız kalışlar yoğuruyor bir başka günü. ilerliyoruz, çemberle yuvarlanarak. bu yüzen çoğu zaman yalnız hissedilişler. bazı bardaklar ümit dolu oluyor da hemen boşalıveriyor. kaybediyoruz. 

çoğu zaman arayışlar içinde yürüyen insanlarız. yerler,şehirler, insanlar...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...