30 Temmuz 2012 Pazartesi

Çocuğum Ama Bireyim

geçmişimizin ve günümüzün de çocukları ve gençleri: anne- babanın olmak istediği, azmedip  olmadığı, kıskanıp yapamadığı,elinde olup değerini bilmediği dönemlerden; yaşanan pişmanlıklar, umutlar, özentiler, beğeniler üzerinden kılıfa sokulmaya çalışılıyor.
Sonra neden 'bir baltaya sap olamamak hesabı' yine nedense(!) çocuklardan ve gençlerden soruluyor.

Vay halimize.

Bu kadar müdahale neden?
Bir anne-babanın çocuğu olduğumuz eyvallah, belli başlı sorumluklar da eyvallah(tartışılır).
Doğunca bebeğe isim koyarlar değil mi?
çünkü artık anne- babanın çocuğu olmanın dışında bir şey var ki başlı başına bir 'birey' oluşumuz. Sevgili anne-baba hatta durumu abartıp 'üstünde emeğim var' diye söze başlayan dede-teyze-babaanne-amca vs bu önemli bir detay, bunu unutmayın!  Birey olduğumuzu da yani.
Anne- babanın  hissettiğini hissetmek, beğendiğini beğenmek,  sevmediğini sevmemek, aldığını giymek vs zorunda değiliz ki. 'Benden bir parça' diye muhabbetlere girmek de nerden. Dünyaya geldik,eyvallah.Seviyoruz, saygı duyuyoruz, seviliyoruz da saygı duyulmak konusunda sıkıntılar yaşıyoruz.

...
işte sonra otobüs durağında, tren beklerken, yemek masasında, akşam 5 çayında,sözün gidişi lafın gelişinde yakınan anne-baba,
sanıyor musun ki; çocuğun için senin yarattığın gün ve gelecek planından çocuğun mutlu ve hiç sizden okul çıkısı, ders arası, iş molası, sigara arasında yakınmadı!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...