6 Ocak 2022 Perşembe

aştım, kirpiklerin bir ova



Yaklaştı, sessizce. Hiçbir şey demeden. 

Sağ elini alnından başlayarak onun yüzünde gezdirdi. O, gözlerini kapadı. Nefesi sakinleşti. Elini onun gözlerinin üzerinde tuttu. Gözleri kapalıydı. Gördüklerine bir reset.

Burnunun ucunu, avucunun tam ortasında hissetti. Burnunu aştı, sıcacıktı. Dudaklarına değmeye başlarken avuç içi, dudakları ıslaktı, ılıktı ve titrek. Ağlamaklı bir insanın önce sesi, sonra nefesi, sonra dudakları titrerdi. 

Dudakları aştı, onun küçük çenesi şimdi tam avuç içine yerleşivermişti. Öyle tam, öyle cuk.

O gözlerini açtı, 'N'apıyoruz?' der gibi. Demedi, bekledi. Sakinleşen nefesi ile bekledi. Şimdi avuç içi sarabildiğince boynunu sarıyordu. Damar atışlarını hissediyordu. Boynu, güneşli bir havada şehirler arası bir yolu gitmek gibiydi. Yol bitti. Boynunun bitip göğüs kafesinin başladığı yerde kalbin hızı vardı. Avuç içi bu atışlarla ritme oturmuştu. Avucunu süzdü, onun bedeninden aşağıya doğru, yavaş..

Kalp atıyordu, yaşam bir ritimdi. Onun ritmine dokunuyordu. Ona dokunuyordu. Burası bir gezegendi kimse konuşmuyor ama laflar uçuş uçuş uçuşuyordu. 

Elini izliyordu. O ise elini izleyeni izliyordu.
Ritme uygun, avucunu aşağıya doğru kaydırdı. İki memesinin ortasında durdu. Sonra biraz kalbe doğru...

Bakışlarını onun gözlerine dikti. Önce gözlerinin kahverengiliğini, sonra loş ışığın onun gözündeki kırıntılarını, sonra kendi yansımasını, sonra onun göz bebeklerinin büyüdüğünü gördü. Gözlerini koruyan kirpikleri upuzundu. Uzun ve düz. Gözlerini kapatıp açınca kirpiklerinde bir ova belirdi. Düz, dümdüz. Avucunun altında durmaksızın ritimle o ovada koştu, yürüdü, koştu.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...