'seviyor olabilirim. Ama bu, sevdiğim kişiyi neden ilgilendirsin.' yürürken, bi an bunu söyledim. ard arda bunu tekrar ettim. sevmiştim. cümleyi. Aynı zamanda kabul edebileceğim bir şey miydi, düşünüyordum, kendimle tartıştım.yürüme bitti. düşünme devam etmiş olmalı ki, küçük prens' i ve tekrarlarıma benzeyen bir cümlenin varlığını hatırladım. Eve gelip bundan emin oldum.
sevmenin, sevileni ilgilendirmeyen bir tarafı vardı. beklenti söz konusu olunca, ilgilendirirdi sevileni. çünkü
sevenin dışına çıkmış olurdu sevme hali. bu bir biçimiydi. İlgilendirmeyen hali var bir de. bundan bahsediyorum. adına yalın sevgi diyorum. arınmış gibi yani. bir bağ. sevenin kurmuş olduğu. tek yönünden emin olduğumuz bir bağ. katıksız demekte yakışır buna.
epey sahiplendim. düşündükçe sevdim, ilgilendirmemesini sevdim, kendimi de. özgürleştirme doldu sevgiye. tek yönlü bağı sevdim başka bir şey düşünmeden. Ve tabi küçük prensi. bir kez daha.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder