3 Aralık 2015 Perşembe

Benden yaşça epey büyük insanlar, kafam kaldırmıyor, der ve olaylara/yaşama dair durumlarını özetlerdi.

Benden yaşça büyük insanlarını o günkü yaşlarına ulaşmadım henüz.
Bugünleri kafam kaldırmıyor. Yüreğim de çoktandır kaldıramıyordu zaten.

Yani şu ki,
Bedensel ve zihinsel olarak, tümümle.

5 Kasım 2015 Perşembe

Okudum, yazılan şuna varıyordu;

'Hiç bir şey beklediğin gibi mantıklı bir biçimde gelişmeyecektir, bunları yüreğinle görebilirsin ve biraz ürkütüyor olacaktır. Her şey umuttan uzaklaşacaktır ama arayışta bir inanç hareketidir.'

Tam bunu yaşıyorum.
Gelişen pek çok şey mantıksız. Çünkü olaylar ve durumlar gerçeklerden yola çıkılarak değil bencilliklerden yola çıkılarak yaşanıyor. İnsanları bu davranışlarla tanımlamak zorunda olduğum için -çünkü gerçek bu- mutsuzum ve bu davranışlar, düşünceler olağanmış gibi gelecek diye büyük endişe duyuyorum. Kabullendiğimde her şey biter, aksi için hiç bir şey yapmaz olurum çünkü. Ama doğru olan bu değil. İşte bu yüzden ürküyorum, bu çirkinliği kabullenmekten.

İçim parça parça...
umut bende bitti. İnanmıyorum.

Hiç tükenmeyecekmiş gibi,sahip olduğum inançlarıma, insanlar türlü türlü şeylerle zarar verdiği için onlardan tiksiniyorum.

Her şeyin sömürülebilir gördükleri için
Adaletsiz oldukları için
Kadın bedenim üzerinden küfrettikleri için
İnsanları zevk için öldürdükleri için
Tecavüz edebilme hakları olduğuna inandırıldıkları için
Çocuklarına kendi mal varlıkları gibiymişcesine davrandıkları için
Şeker alıyormuş gibi çocuk sahibi oldukları için
İnsan kavramının tanımını erkek sandıkları için
Hayvanlara zulmetmelerini meşru kaldıkları için
Bilmiyorum diyemedikleri için
Kahrolası egolarının bütün hücrelerinde yüksek dozda bulunduğu için
İnançlara, sevgilere, umutlara çirkinlikler bulaştırdıları için
...

2 Ekim 2015 Cuma

Saçma, bir yaşam dayanağı
Gerçek,adını koyduğum saçma
Saçma, tek başına tüm gerçek
Dayanak gerekli

Ben saçmalık içindeyim
Döngü, yaşananın biçimi
Döndü. Hep aynı biçimdi.

Dursa, yok dönüşü.






29 Eylül 2015 Salı

Yol yokuş. Yol yine yokuş.
Çelişkilerim, kendimi bir o taraftan bir bu taraftan toplamama sebep oluyor.
Hala kayıp parçalarım var.

16 Eylül 2015 Çarşamba

Bazen
Hatta mesela şu an
Dünyaya doğmamış olmanın ne kadar güzel bir şey olabileceğine inanıyorum.

9 Eylül 2015 Çarşamba

Salça düşünün. Kavanozun içinde. Tıka basa dolu.
Zamanla sıkışmış. Kapağını açamadığınız.
Açmaya zorlarken elden falan kayarsa fena patlar.

Şimdi onu insanlaştıralım.
Ve kavanoz mu, salça mı olduğumuza karar verelim. 


31 Ağustos 2015 Pazartesi

Masalsız olmuyor.
Gerçeğin yetmediği yerde masal başlıyor.
Masal da olmayınca, olmuyor.

19 Ağustos 2015 Çarşamba

14 Ağustos 2015 Cuma

14 Temmuz 2015 Salı

Bundan böyle

Bir yol. Başladım gidiyorum.
Başlanılmıştı gidiyordum.
Olmadı yol.
Yaptım gidiyordum.
Yordu yol.
Durdum. Yol yok.

Bundan böyle. Yol benim.

29 Haziran 2015 Pazartesi

Pia

Küçüktüm pia vardı.
Zaman geçti. Küçüklüğüme çok şeyler eklendi.en çok da zaman.
Ben en çok pia'yı özlüyorum.

Belki Godot ' yu beklemeye benziyor.
Benzesin.

yakınlık, mesafelere bağlı değilse mesafelere bağlı değildir.
bunların dışındaki edepsiz bir şakaya benzer.

uzaklaştıkça artan özlem, yakınlaştıkça azalan samimiyet olmamalıydı.

**
Zaman geçti. Çok zaman geçti.kafamda tuttuklarım, sadece kafamda tuttuklarımmış. Bunu, o 'çok zaman' geçince anladım.

Kafam yok. Zaman yok.











'yerden yüksek' diye bir oyun vardı, çocukluğumda kaldı.

Yerden yüksekte olunca ve 'yerden yüksek' deyince kimse bana dokunamazdı.

'yerden yüksek' diyorum bazen.
Anlamıyorlar.
İnsanlar, çocukluğunu biraz olsun neden bugüne taşımazlar.


zaman,
aklımızda olanlarla ilgili.

Kalakalmışlık

Hatıraları yok etmeyi istemek...
Bunu, hemen, o an büyük bir üzüntüyle ve  sevginin öfkede şekillenmesi ile yapmak.

Bu zamana biraz uzaktan bakıyorum da kabullenemeyişin, davranışa dönüşmesinden başka çok şey olabilir. Ama başlı başına isyanın kendisi.


Bir kopma yaratır insan. İkiye böler zamanı, öncesi ve sonrası. Bu iki parçayı birleştirmeyi istemenin stresi yakıcı. Nasıllardan örülmüş bir ağ, yaşananın üstüne atılmış. Ve hayatın tam ortasına asılmış.


Ama değil işte. Bir sonra ve önce olmaz.  zaman, kesip atmayı sevmez pek. Zaman, bir bıçağın yavaş yavaş ipe sürterek kesimine benzer yaşatır kopmayı.


Önce inceltir. Ama biz, kopan zamanda takılı kalırız.


Ne fark eder.
Yaşanan öyle çok duygu var ki.
Sevgiyi tutabilmek içerilerde, hepsi bu.


Bir fotoğraf karesi, sadece zihinlerde olan bir kaç cümle. Sözcüklerde olan vurgu. Bakışlarda kalan  çok şey ve ten.

8 Haziran 2015 Pazartesi

mutlu muyduk. elbet mutlu da olduk.

Çok şeye evet de,
Hissiyatlarınızı alamazlar.
Değiştirilebilen çok şeye rağmen.

Buna rağmen,
İpi çeker, örgüyü sökmenin dayanılmaz kırılganlığına razı edersiniz kendinizi.
Vücudun bir parçası olmuş o şeyleri, hisleri yapayalnız bırakmak gibi.

Dram komedi türünde hayatın 
En çok şaka der gibi yaşanmasını, sevdim.
Yorgunluk
Mutlaka bir biçim bulmayı başarabildi
Bedenimde,ruhumda, aklımda
Ve
Yorgunluk yenilebildi çok kere
Yenileniyor da zaman içinde.

Hatırlayarak geçmek lazım zaman içinden
Dayanılırlığa neden olur diye.

Merhaba
Yeni olan yeniden olan her ne varsa.


7 Haziran 2015 Pazar

Dümdüz durmak gerekiyordur belki.
Bi de bunu denemeli.

Tekrarlamayan, daha kötüsü olmasın denilen yılların hayali hep kırıklıkla dolu.


5 Haziran 2015 Cuma

Öleceğime inanmayarak yaşamak olabilir benimki
Durarak
beklemesiyle bedenimin ruhumu.
Yayarak zamana.

O  çocuğun elinden tutarak
İçimdeki çocuğun.
'bir kadın vardı' 
Kadın hala var.
Sadece kadın var. 



11 Mayıs 2015 Pazartesi

bitmeyecekmiş gibi yaşayamazdım
biteceğini düşünerek de yaşayamadım.

değişmek zaman alır
bu yüzden belki geç kaldım.


9 Nisan 2015 Perşembe

yama

80 yaşlarında, annemin anneannesi.
geçmişe dair en çok hatırladıkları üzüntüleri, kızgınlıkları.
elbet varmış sevinçleri.
sevinçlerini hatırlasa da, kızgınlıkları kadar ne taze ne daha çok hissedilir.

o yaşlara kadar, yaşamak ister miyim istemez miyim tekrar düşündüm. düşünüyorum.
istemek;
güzel yaşamak-yaşatmak, anlamlı bulmak, nedenlerin sevinçli olması.
güzel sevmek- sevilmek... öyle mi. hiç öyle olmadı, gülümsetmedi.
istememek, zaten basit.

10 yıl önce 80 yaşlarında olan babamın babaannesi.
her kıyafeti yamalarla doluydu. yeni hiç bir şeyi sevmezdi.

bambaşka.
kırgınlıklarımızı okşayarak iyileştirmeye çalışmaya benziyor.
iyileştiriyor mu bilmiyorum. ama bir çaba olduğuna eminim.

sevmek, genelde daha değerlidir ve öfkeden kesinlikle daha büyüktür.
yamalarını da sevmeli insan. en çok yamalarını belki.
çünkü yama, severek onarım, sevgiden gelen değer.

..
nereye gider, çok yere gider.
nereye isterseniz konu oraya gitsin.




14 Şubat 2015 Cumartesi

bazen ne yaptığım hakkında fikrim olmuyor.
bakıyorum.
...
sonra başka yöne bakıyorum.
kolay oluyor.
sadece sarıldığınızda anlayabileceğiniz şeyler var.
bu yüzden sarılın. 

nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...