3 Ağustos 2013 Cumartesi

ne eksik ne fazla

ne artıyorum ne de eksiliyorum zamanla.
çoğalan ben değilim, anlıyorum.
ama azalan aydınlık.

ses yok  ama duyuyorum. 
kendimi düşünce suçlusu gibi görüyorum.
kafamın içindekilere aldırmasam diyorum.

işte o zaman ışıklar söndüğünde , bir elin boğazıma yapışmasından korkmam.
ışık olmasına gerek olmaz.
dış sesleri artırmam.
iç sesler ürpertmez. 

*
uyuyamamış yine...
her zaman yapamazdı, 

arayamazdı birisini, çalamazdı kapısını
şimdi görüyorum üzgün güçsüzlüğüyle.
'bitmedi, neden hala bitmedi?' diye cevapsız sorularla kalıyor. 
ama 'bitmeyecek' demiyor. 
mutsuz belli ama yitirmiyor işte umudunu
bu zamanlarda ancak bu ona yetiyor.
yetmiyor da işte, kırıntıları avucunda birleştiriyor. 
biraz avuntu için zaman topluyor,aydınlıktan.
ışıklara dönüyor yüzünü. susuyor.
anlatmıyor.
ben anlıyorum onu. 

bir ben anlayabilirim. 
bazen o da yanılıyor.
zamana yaslıyor sırtını, yüzünü kapıya dönüyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...