14 Mart 2013 Perşembe

susuş bir buluş

...
karanlık yeni çökmüştü. sokak dar değildi ama sığamıyordu. gözleri sadece 5 metrede bir karşılaştığı ağaçların köklerine takılıyordu. bitkileri severdi, şimdi bu yeterince önemsizdi. çıt çıkarsa biri sesini yükseltecekmiş gibi cebinde duran elinin değdiği paraları sıkı sıkı tutuyordu.bu yüzden elleri terlemişti. hava da tam onun sevmediği gibiydi. rüzgarlı ama terleten. ama bu onu ruh halinden daha çok zorlayamazdı. rüzgarı severdi, önemi yoktu. yürüdü öylece. usul, rahat ve güvensiz. tanıdık gelince koku, kaldırıp başını derin bi nefes aldı. bu koku hep onu hatırlatırdı, yine başardı. sonra ağaç köklerine doğru geri döndü. küfretti ama içinden. bir de insanlarla uğraşamazdı. bekletmesi umurunda değilmiş gibi sağa döndü. 

*
insan bilmediği hissiyatlar üzerinde ne çok tanımlama yapabilirdi. ama olasılığını bilmezdi. bu yüzden tüm bunlar yersizdi onun için. yeşile baktıkça gözünü alıyor, aklına kontrol dışı bir şeyler geliyordu. düşünmekten sıkıldığını kabul etti ama karar vermekle düşünceyi o yöne kullanmak ayı şey değildi. sinirli her insan gibi yetmiyordu. olduğu yerde çoğalıyordu. zamanla sakinleştiğini bildiği için  işine yaradı. loş ışığı hep sevmişti. 

*
kafasını kaldırdığı gibi onu gördü. bir selam için sözcük tüketmeye gerek yoktu. o da onu yaptı. oturduğu yerden, loş ışıkta karşısında oturanın yüzünü seçmek güzeldi. baktı, bir de sustu. 

yeterince yormuştu kafasını bitkileri sevenle belki bozmuştu kafasını. ama sormadı, o da söylemedi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...