25 Mart 2023 Cumartesi

İyi Yolculuklar

Hatırı sayılır anılar mı?
Hatırım kime sayılır?
Yılda kaç kez sayılır?
Unuttum mu, işte şimdi ismi: kevgirden hatıralar. 
Boşluklar boşluklar boşluklar
İki anımsama arasındaki zaman, kevgir o an. 

Sebzeleri yıkıyorum, akşam yemeğine, fırında sebze. Brüksel lahanası. Ne acayip bi sebze, amaan neyse. 

Su akıyor, sebzelerin üzerinden foşur foşur. Foşur dediysem de kuraklık malum, işte o kadar foşur. Gerimdeki sayaçlar, uyanık  olma hali, ayık olma hali, aman farkındayım, tamam... Uyumak istiyorum, şöyle uyuşuk bir bedenle çok hoş bir sarhoş gibi güneşten mayışmış da kendini koyvermiş kedi gibi. Olmuyor. Bir fikir bir kez doğduğunda büyüyor ha büyüyor. Büyü güzelim büyü, kafamda sana da yer var.

Su akıyor işte foşur foş. Altı üstü sebze yemeğinin beni getirdiği yere bak. Bedenim mutfakta belli ki sadece bedenim mutfakta. Aklım buraya gelir misin? Bu bana sık sık olur, olduğum yerden aklım erdiğince uzaklaşırım ve yine aklımın erdiğince dönerim. 

Brüksel lahanasının katmanları arasına sıkışan tozu temizlemek çok zor, kaymanları soysam ziyan, soymasam toz toprak yerim - burdayım.

İnsan kendini soyması... Düşüncelerini, hatıralarını katman katman açması. Açsa neyle karşılaşacağını bilmiyor açmasa hep aynı yerinde - buradan uzaktayım.

Sebzelerin attığım kısımlarının her yeni gün atılmaz ve yenilebilir olduğunu öğreniyorum, vay. Muz kabuğundan un - burdayım.

İnsan hangi deneyimini tutsa görüp emek edip başka bir şeye dönüştürebiliyor, hangi birine bakayım, ey bahtım - burdan uzaktayım.

Su akıp gidiyor şehrin altına, karışabileceğine karışmaya doğru. Elveda su - buradayım.

Hatıralarımın hepsini tutup yoğurup öğrenemem. Dönüşmesi gereken bir yolunu bulur, amin - buradan uzaktayım.

Bi buradayım, bi buradan uzaktayım.
Hep bi git gel.
İyi yolculuklar.


17 Mart 2023 Cuma

Az Isırılmış Çilek Reçelli Ekmeğim

 Sevgili günlüğüm,

Bugün canım, en sevdiğim çilek reçelli ekmeği yemek istemedi. Annem, küçücük ısırıklar almışsın, dedi.  Omuzlarımı kaldırıp bıraktım. Bu, 'işte bu kadar' demek bizim aramızda. Canımız bir şey demek istemediğinde böyle yaparız. Nar suyumun da birazını içtim. Düşünebiliyor musun günlüğüm, nar suyu bile içmek istemedi canım. 

Sonra pencerenin kenarına oturdum, kollarımı tişörtün içine çektim, bacaklarımı da tişörtün içine çektim. Oturdum öyle. Tişörtümün kolları boş kaldı. Bu benim sıkılma oyunum. Annem, beni böyle görünce sıkılmış olmalısın, diyor. Bazen sıkılmaktan daha çok üzgün oluyorum. Ama böyle demiyorum, üzgün olduğumu yani. 


Bunlar biraz ısırılmış ekmeğim ve balıklı bardağımdaki az içilmiş nar suyu.

Sonra ödevlerimi yaptım. Sonra da büyük babaannemin yanına gittim. Ona, bana masal anlatır mısın, dedim. Omuzlarını kaldırıp bıraktı. Çok şaşırdım. Büyük babaannem hiç böyle yapmamıştı bu zamana kadar. Ona, sıkıldın mı yoksa üzgün müsün, diye sordum. Bana gülümsedi ama üzgün gülümseyiş. Çünkü onun üzgün olmayan gülüşünü biliyorum. Peki, sana ben masal anlatayım mı, diye sordum. Mutlu bir gülümseyiş gördüm. Sonra ona ejderhalı panda masalını anlattım. 

Ejderha ve panda birlikte yürüyüş yapıyormuş, birlikte su içiyormuş, birlikte uyuyormuş. Bazen de ayrılıp farklı şeyler yapıyorlar, sonra buluşuyorlar ve neler gördüklerini birbirlerine anlatıyorlarmış. Onlara bazen ejderhalı panda bazen de pandalı ejderha diyorlarmış. 

Anlattıktan sonra büyük babaanneme beğenip beğenmediğini sordum. Mutlu gülümsedi, beğendim dedi. bu masalı bir arkadaşımın kitabında okuduğumu söyledim. Kitapta pandanın ve ejderhanın fotoğrafı vardı. panda kocaman ejderha küçücüktü. Ejderha pandanın sırtındaydı. 

Büyük babaanneme tıpkı panda gibi çok büyük olduğunu benimse ejderha gibi küçücük olduğumu söyledim. Bir de onun sırtına çıkarsam ejderhalı panda ya da pandalı ejderha gibi olabileceğimizi. Büyük babaannem kahkaha attı. Biz artık ejderhalı panda ya da pandalı ejderha olmuştuk. Çok mutlu oldum ve çilek reçelli ekmeğimi yemeye gittim. 

Hoşçakal sevgili günlük. Yarın görüşürüz. 


nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...