30 Haziran 2021 Çarşamba

Kendimiz ile Anlamlı Bütünlük

 



'Parçadaki boşlukları anlamlı bir bütünlük oluşturacak şekilde doldurunuz.' soru tipi lise zamanlarındaki en sevdiğiydi.

Soğan kokan ve titreyen elleriyle telefonunu kaptı. Önce annesini sonra arkadaşını aradı. 

Yemek için soğan doğruyordum, bildiğimiz soğan ve doğruyordum ama o sırada derin bir boşluk oluştu içimde. Göğüs kafesimin hemen altında karnımın üstünde. Sanki derin bir boşluktan döküldüm bir anda ve çok hızla. İçimde bir boşluk var, onu gördüm. 

Sesi titrekti, ağlıyordu, karşılaştığı bu şeyden korkuyordu. Telefonu kapattı. Sırtını duvara yasladı, olduğu yere çöktü ve oturdu. Dizlerini karnına çekti, boşluğu kapatmak ister gibiydi. İçindeki boşluk çok duyguyu aynı anda yaşatmıştı ama en çok üzmüştü. Ağladı. Sesini, gözyaşını, üzüntüsünü, korkusunu gizlemeden ağladı. Oturduğu yerden kalkmadan içindeki boşluğu sıkı sıkı tutarak bekledi, yanıma gelir misin diye telefonunu kapattığı arkadaşını. 

Bu boşluğu anlamak, tanımak  ve kendisi ile anlamlı bir bütünlük oluşturacak şekilde doldurmak zaman alacaktı. 





13 Haziran 2021 Pazar

Kırlangıçlar


Fotoğraf Alper Tüydeş

Boşlukları sev. En çok boşlukları sev. Onlar sana bırakılmış olanlardır, istediğin gibi doldurabileceğin.

Söylediğini anlıyorum aslında. Okuduğum kitaplarda, şiirlerde üç noktaları severim mesela. Ondan önceki cümleler çoğalır üç nokta sayesinde. İhtimaller doğurur, öylesini bir de böylesini düşünürüm. Okuduğumdan kendime doğru bir yol yaparım.

Ne güzel konuştuk be... Kalbimden gelen bir huzurla kocaman gülümsedi. Konuştuklarımızı güzel kıldık. 

Gülümsedi diğeri, daha da büyüdü gülümsemedi ve bir anda kahkahaya dönüştü. Şakın baktı öteki önce, sonra kahkahayı çoğalttı. Nedendi bu kahkaha bilmiyordu ama eşlik ediyordu. Bir zaman sonra önce ses azaldı sonra ritim. 

Ne oldu der gibi bakıyordu. Diğeri, önce uzakta bir noktaya baktı, sanki birini seçmeye çalışıyordu. Sonra ellerine sonra ötekinin yüzüne baktı. 

Hiç ayrılmayalım, olmaz mı? demek geçiyor içimden. Bunu söylerken gözlerinin ışıldadığını hissetti, sıcak bir dalga yayıldı yüzüne. O da fark etmiş miydi, merak etti. Gülümsedi. Demek geçiyor içimden ama Sait Faik'in Kırlangıçlarını düşünüyorum. Diğer kırlangıçlardan farklı iki kırlangıcın hikayesi. Hiç ayrılmak istememişlerdi, ikisi de bunu birbirlerine diyecek olmuşlardı ki bir yaprak düştü aralarına birbirlerini göremediler, bir rüzgar esti birbirlerini duyamadılar. 

Hikayenin sonunda ayrıldılar. Diğer kırlangıçlar gibi olmak istemedikleri için yuva kurmamışlardı. Sonra kış gelmişti. Ayrıldılar ama birbirlerini hiç unutmamışlar. Hikaye böyle bitiyor. 

Şimdi hiç ayrılmayalım, olmaz mı demek istiyorum. İçime bir burukluk yayılıyor.
Beni duyuyor musun? 

12 Haziran 2021 Cumartesi

Tel Örgü


Fotoğraf Duygu Aşık

 

-  Bu kitaplar nerden çıktı?

+ Haftaya okul kapanacak baba. Üst sınıftaki arkadaşımdan kitapları istedim, o da verdi. Seneye bu kitaplarla okula gidebilirim. 

- Seneye okula gitmeyeceksin kızım. Okumayı öğrendin, yazmayı da öğrendin, para hesabı yapacak kadar matematik öğrendin. Yeter. Ver arkadaşına kitapları... Ya da dursun, annen kışın soba harlatır onlarla.

...

- Ben çalışmak istiyorum Ahmet. Böyle ikimiz için de zor oluyor, çocukların masrafları arttı. Hem para kazanırım hem çalışırsam arkadaş da edinirim, mutlu olurum. Sana da destek olmuş olurum. He Ahmet!

+ Ne gerek var. Eve geldiğimde kapımı açan, yemek yapan biri olman yeterli. Ben hallederim. Bakamam mı ya size! 

...

- Alo...

+ Anne, günaydın anne, nasılsın? 

- Ben yapamam, korkuyorum boşanmaktan oğlum. Hiç kendi paramı kazanmadım. Kaç yaşına geldim, nasıl çalışılır bilmiyorum, beni işe de almazlar. 

- Anne, konuştuklarımızı....

+ Söyledin, biliyorum, destek olacaksın ama korkuyorum  be oğlum. Alışkın değilim ya ne bileyim işte.

6 Haziran 2021 Pazar

Yaz Geçer

 


Fotoğraf Aytekin Gezici

Yaz geçer iyi gelir sözcükler*.

Kış geçer iyi gelir sözcükler.

Yıl geçer,

Sözcükler iyi gelir.

Yıllar geçer…

Yıllar yıllar üstüne derken,

Yaşam geçer.

Sen geçersin, ben geçerim.

Sözcükler hepimize iyi gelsin sevgilim. 


demişti mektubunda. 

Bu satırları okurken, onun sesi kulaklarında yankılanmıştı. Bir şiir, bir fotoğraf özlemini hafifletemezdi ama bekleyişi değiştirirdi. Şefkatle, sevgiyle bekliyordu mektubunun değil kendisinin geleceği günleri. 


Köşeyi dönünce ve onu görünce heyecanla ve koşarak yanına gittiği günleri anımsıyordu.

Anımsıyor, anımsıyor bir fotoğrafla heyecanı,beklemenin zor güzelliğini, sevgiyi saklı tutuyordu. 


*Murathan Mungan,Yaz Geçer



nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...