9 Nisan 2015 Perşembe

yama

80 yaşlarında, annemin anneannesi.
geçmişe dair en çok hatırladıkları üzüntüleri, kızgınlıkları.
elbet varmış sevinçleri.
sevinçlerini hatırlasa da, kızgınlıkları kadar ne taze ne daha çok hissedilir.

o yaşlara kadar, yaşamak ister miyim istemez miyim tekrar düşündüm. düşünüyorum.
istemek;
güzel yaşamak-yaşatmak, anlamlı bulmak, nedenlerin sevinçli olması.
güzel sevmek- sevilmek... öyle mi. hiç öyle olmadı, gülümsetmedi.
istememek, zaten basit.

10 yıl önce 80 yaşlarında olan babamın babaannesi.
her kıyafeti yamalarla doluydu. yeni hiç bir şeyi sevmezdi.

bambaşka.
kırgınlıklarımızı okşayarak iyileştirmeye çalışmaya benziyor.
iyileştiriyor mu bilmiyorum. ama bir çaba olduğuna eminim.

sevmek, genelde daha değerlidir ve öfkeden kesinlikle daha büyüktür.
yamalarını da sevmeli insan. en çok yamalarını belki.
çünkü yama, severek onarım, sevgiden gelen değer.

..
nereye gider, çok yere gider.
nereye isterseniz konu oraya gitsin.




nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...