11 Mayıs 2013 Cumartesi

geçer

önce sezen aksu. 
ardında ben
sonrasında geçmeyen.
*
çocukken, kırmızı ışıkta yandaki aracı-içindeki insanları izlerdim. aklıma neler gelirdi hatırlayamıyorum ama severdim bunu yapmayı. sonra sanki geri geri gidiyormuşuz gibi gelirdi. oysa baka kaldığım araç ileri giderdi.

işte böyle geçiyor. 
zaman değil
insanlar değil
şarkılar değil geçen.
sen geçiyorsun.

benim insanların içinden, bilerek ama susarak geçişim gibi. 

sen ileri gitmiyorsun da 
kırmızı ışıkta sandıklarım, gerçekleri örnekledi. 




9 Mayıs 2013 Perşembe

ya ben ya ben

görüyorum ki, yaşananlar hayallerimin çok dışında kalıyor. 
ya ben gerçekçi değilim
ya hayaller bana çok sarılıyor.
*
okudum da,
zamanın adı yaşamakmış. 
ve
yeri yürekmiş. 

söylemedikçe,
pişmanlığım olmaz sanırdım
ama
pişmanlıklar söylenmeyenler içinde yer ayırırmış.

inat ettikçe, 
itebilir insan kendinden yaşamı
ama
bilmek, yaşamın içinde.

hatırladıkça, 
bir hoşluk dolar, içime
ve 
tahminlerimden çok uzakta kalırım. 

sarıldıkça,
dineceğini düşünürüm, 
bir çocuk ağlamasının
diner mi bilmem 
ama 
sarılırım. 

inandıkça,
oldururum
ve
inanmadıklarımı anlar, hak veririm kendime.

söyledikçe, 
başka anlamlar kazananlar yaratırım.
ve 
başkalaştırırım. 

ilerledikçe,
neye yaklaştığımı,neyden uzaklaştığımı merak ederim
ve 
bakamam aynı mesafeden.

yaşadıkça, 
zamanı düşünürüm 
ama
farkındayım bir taraftan yitirdiğimin.





7 Mayıs 2013 Salı

demek ki

inanıyorum ki
sevginin en güzel hali samimi olması


biliyorum ki 
samimiyim

bilmiyorum ki
nasıl sevebilirim

görüyorum ki
okşanan gurur tatlı bir huzur

bildim ki
her dostluk sevgi barındırır ama her sevgi dostluk barındırmaz


düşündüm ki
her şey sevgiyle yoğrulmaz

anladım ki
samimiyet sevgiden gelir

demek ki güzel şeyler var, sevilecek gibi.


1 Mayıs 2013 Çarşamba

hatıra

hatıra mı
*
benim kırmızı elbisem yok
özleyemezsin.

sözünü bile edemez,
beklersin

ama 
benim kırmızı elbisem yok
susarsın

kaybettiğini sanıp,
öfkeni kusarsın

ama 
benim kırmızı elbisem yok
canımı yakarsın

baktıkça anlarım,
anlattığını bilmezsin.

ama 
benim kırmızı elbisem yok 
beni tanıyamazsın

bilirim,
bilmediğimi sanırsın

ama 
benim kırmızı elbisem yok
sana söyleyemem

suçluluğu mutlaka bulur
peşimi bırakmazsın

ama 
benim kırmızı elbisem yok
beni arayamazsın

söylediğini sanıp
kızarsın

ama 
benim kırmızı elbisem yok
söyleyememişimdir

anlatmayı bilmiyorsam
belki utanmışımdır

ama 
benim kırmızı elbisem yok 
susmalıyım

güzel gelir 
bir kaç cümle

ama 
benim kırmızı elbisem yok
beni aldatırsın

konuştuk sanırsın
anlaşamayız

ama 
benim kırmızı elbisem yok
dinleyemem

kıskançlığın şakası olmaz 
anlamazsın

ama 
benim kırmızı elbisem yok
fark edemezsin

özledim demezsin
özlediğini sanırım

ama 
benim kırmızı elbisem yok
özleyemezsin















bi gel

en çok sevdiğim şeyler aynı zamanda en çok sevmediğim şeyler listesinde de varsa...
işte bilmem n'olcak
böyle olunca.

*
kıymetli bulduğum şeyler, zorlanmalarıma neden oluyor. 
ama 
özlüyorum işte.



baba

bazı şeyler vardır, bi yerlere konu olur.
hoş tabi.
ama her bazı şey aynı tadı bırakmaz konuşanda. 
üzdü. 
kimisi kötü hissettireni bile sevebilir
kimisi bıkkınlığını dile getirir
kimi hiç aldırmaz
bir de hep hatırlayıp umursamamak isteyenler vardır. 

ne yazık ki bilemiyoruz,
kimlerden olacağımızı 
bir okuma sırasında
düşünme arasında
kitap sayfasında
ama 
hatırlatır mektuplar, konuşmalar insana.

her şeyi bir kenara atmak diye bir şey var.
ben çok biliyorum
bazen hiç rastlamıyorum.

belki duygu insana ait olmasaydı
fotoğraf diye hatırlanacak bir şey olmasaydı
aklım pek çok şeye ermeseydi
bana hiç kimse güvenmeseydi
söz vermek 
daha fazla anlam ifade edebilirdi. 

ama
çantam çok ağır, yaz da geliyor-geldi.




nefes ve öteki şeyler

  geçiş dönemlerinde, eylemin büyük önemi var. sadece aklımızla değil, bedenimizle de bu geçiş dönemine girmemiz, kendimize hayatı kolaylaşt...